Bugün, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde; adaleti arayan, sesi duyulmamış, yaşam hakkı ihlal edilen tüm kadınların ve çocukların anısı önünde saygıyla duruyoruz. Bu topraklarda yıllardır süren eşitsizlikler, cezasızlık kültürü ve görmezden gelme politikaları, toplumun en kırılganlarının yaşamlarını ellerinden alıyor.
Dersim’de kaybettirilen Gülistan Doku için ailesinin bitmeyen arayışı, kamuoyunun adalet talebi hâlâ karşılık bulmuş değil. Ailesinin ve toplumun dile getirdiği sorular yanıtsız bırakılıyor; adalet arayışı ise her geçen gün daha da büyüyor.
Yine Dersim’de, ölümü kamuoyunda “faili meçhul” olarak tartışılan Dilber Erkmen’in ardından geriye, yanıt bekleyen sorular ve derin bir toplumsal yarılma kaldı.
Ovacık’ta gerekli önlemlerin alınmadığına dair iddialar arasında yaşamını yitiren Ayaz ve Nupelda kardeşler, çocukların güvenliğinin nasıl ihmal edilebildiğini bir kez daha yüzümüze vuruyor. Bu coğrafyada çocuklar dahi korunamıyorsa, hiçbirimiz güvende değiliz.
Sokak ortasında öldürülen, ölümü uzun süre kamuoyunda “faili meçhul” olarak tartışılan Ayten Günhan için adalet, hâlâ talep edilmeye devam ediyor.
Ve her gün hayatın çeşitli alanlarında istismara, şiddete, baskıya maruz bırakılan kadınlarımız ve çocuklarımız… Onların hikâyeleri çoğu zaman duyulmuyor, yaşadıkları görünmez kılınıyor, adalet mekanizması ise çoğu zaman yetersiz kalıyor.
Bugün, tüm bu kayıpların ve yaşanan hak ihlallerinin karşısında susmuyoruz. İnsan haklarının evrenselliğini, yaşam hakkının dokunulmazlığını, adaletin bir lütuf değil bir hak olduğunu bir kez daha haykırıyoruz.
Adalet istiyoruz. Hesap verebilirlik istiyoruz. Cezasızlığın sona ermesini istiyoruz.
İnsan Hakları Günü, sadece bir takvim günü değil; kaybettiklerimizin, susturulanların, yok sayılanların sesini büyütme günüdür.
Bu ülkenin kadınları, gençleri, çocukları için; yitirdiğimiz herkes için; geleceğimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Unutmuyoruz. Unutturmuyoruz. Adalet talebimizi geri çekmiyoruz.
Dersim Barosu Yönetim Kurulu
