ORMAN YANGINLARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

  

 
TUNCELİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

 

11 Ağustos 2017

 
 

SAYI: 2017/134 

KONU: Suç duyurusu hakkında

 

MÜŞTEKİ:

TUNCELİ BAROSU BAŞKANLIĞI / TUNCELİ

 

ŞÜPHELİ/LER:

Soruşturma neticesinde tespit edilecek olan ve Tunceli ili sınırları içerisinde Temmuz-Ağustos ayları içerisinde orman yangınına sebebiyet verenler.

 

SUÇ:

Kasten Orman Yakmak, Görevi Kötüye Kullanma

 

SEVK MADDESİ:

6831 Sayılı Orman Kanunu Md. 110; Türk ceza Kanunu Md. 257

 

 DELİLLER:

1.            Tanık

2.            Tunceli Orman İşletme Müdürlüğü kayıtları

3.            Kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtları

4.            İdarî ve adlî soruşturma dosyaları

5.            Yangın Raporları

6.            Bilirkişi

7.            Medya’da çıkan haberler

8.            Her türlü hukuksal delil

 

HUKUKSAL SEBEPLER:

1.            Savaş Suçlarının ve İnsanlığa Karşı Suçların Zamanaşımına Uğramaması Sözleşmesi

2.            Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

3.            Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme

4.            Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü

5.            Anayasa

6.            Ceza Muhakemesi Kanunu

7.            Orman Kanunu

8.            Çevre Kanunu

9.            Avukatlık Kanunu

10.     Birleşmiş Milletler Evrensel Olarak Tanınan İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması ve Geliştirilmesinde Toplumsal Kuruluşların [Organların] Grupların ve Bireylerin Hakları ve Sorumlulukları Üzerine Bildirge

 

Ş    ŞİKÂYET SEBEPLERİ:

 1.Tunceli ilinde hali hazırda Merkez İlçesi, Hozat İlçesi, Ovacık İlçesi, Pülümür İlçesi v.d. sınırları içerisinde muhtelif sahalarda orman yangınları meydana gelmektedir. Yangınların meydana geldiği orman sahalarına yakın alanlarda meskûn olan yöre halkının anlatımına göre bahsi geçen yangınlar genellikle askerî operasyonlar sürecinde kullanılan mühimmatın etkisi ile çıkmaktadır. Ormanlık alanlarda yangın çıkarması kuvvetle muhtemel olan ağır silahların kullanılması ve bu alanların, yangın çıkaracağı bilinmesine rağmen bombalanması ağır bir hukuka aykırılık ihtiva etmektedir.

 

2.İlimizde meydana gelen orman yangınlarına söndürme amaçlı olarak (güvenlik gerekçe gösterilerek)  müdahale edilmediği belirtilmektedir. Anılan durum hukuk açısından vahim bir duruma işaret ettiği gibi Cumhuriyetin temel niteliklerinden olan anayasal hukuk devleti olgusunu da ağır bir şekilde ihlâl etmektedir.

 

Belirtmek isteriz ki yöremizde meydana gelen orman yangınlarındaki süreklilik sadece ormanların değil genel olarak ekolojinin, çevrenin ağır tahribine de sebebiyet vermektedir. İlimizde Munzur Vadisi Millî Parkı gibi doğa koruma statülerine sahip özellikli alanlarında bulunduğu nazara alındığında meydana gelen yangınların neticeleri daha iyi algılanabilir. Ki millî park alanında da sıklıkla yangın çıktığı bilinmektedir.

 

3.Anayasa’nın Ormanların korunması ve geliştirilmesi kenar başlıklı 169 ncu maddesinde:

 

Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.

 

Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

 

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

 

Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz. hükmü bulunmaktadır.

 

6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110 ncu maddesinde:

 76 ncı maddenin (a) bendinde belirtilen fiili işleyenlere elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.

 

76 ncı maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen fiilleri işleyenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur.

 

Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak failin yangının söndürülmesine ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çabaları veya meydana gelen zararın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Zararın belirlenmesinde yangın sonucu tamamen yanan ağaç ve ağaççıkların değeri, kısmen yanan ağaç ve ağaççıkların değerinde meydana gelen azalma, alt tabaka orman örtüsünün yanması nedeniyle oluşan zarar ve toprağın humuslu tabakasının yanması nedeniyle meydana gelen verim kaybı dikkate alınır.

 

Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

 

Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

 

Bu maddede yazılı suçların işlenmesi sebebiyle, ölüm veya yaralanmanın meydana gelmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur. hükmü bulunmaktadır.

 

4.Tunceli ilinde meydana gelen yangınlara dair tüm yangın raporları ile idari soruşturma dosyalarının celp edilerek incelenmesi halinde şikâyet konusu vakıaların delillerine kısmen ulaşılabilecektir.

 

5.Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle Anayasa’nın 56 ncı maddesinin, Çevre Kanunu’nun 3 ve 30 ncu maddelerinin, Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95 nci maddelerinin, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun,  Birleşmiş Milletler Evrensel Olarak Tanınan İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması ve Geliştirilmesinde Toplumsal Kuruluşların [Organların] Grupların ve Bireylerin Hakları ve Sorumlulukları Üzerine Bildirge’nin tarafımıza verdiği görev ve yetkiyi kullanarak şüpheliler hakkında Anayasa’nın 40 ncı, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2 nci ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13 ncü maddeleri çerçevesinde etkili soruşturma yürütülmesi v.s. amacıyla başvuruda bulunma gereği doğmuştur.

 

SONUÇ:

Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ve re’sen tespit edilecek sebeplerle:

1.Soruşturma icrasına,

 

2.Orman yangınlarının çıktığı tüm sahaların yakınında meskûn yöre halkından tanıklık yapabilecek durumda olanların tümünün tanık olarak dinlenmesine,

 

3.Tunceli Orman İşletme Müdürlüğü ile diğer yetkili/görevli kamu kurum ve kuruluşlarına müzekkere yazılarak Tunceli’de 2017 Temmuz-Ağustos aylarında meydana gelen tüm orman yangınlarına dair evrakın istenmesine,

  

4.Şüphelilerin tespiti ile haklarında atılı suçlardan ceza davası açılmasına, karar verilmesini arz ve talep ederiz.

 

Saygılarımızla.

 

 

 

Av. BARIŞ YILDIRIM

TUNCELİ BAROSU BAŞKANI