BAROMUZ, “ANAYASA VE GÜNCEL HUKUKSAL GELİŞMELER” KONULU PANEL GERÇEKLEŞTİRDİ

 

Dersim Barosu, “Anayasa ve Güncel Hukuksal Gelişmeler” konulu panel gerçekleştirdi.
 

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen ve Baro Başkanı Barış Yıldırım ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel İnceoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı panele, avukatlar, belediye başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri ile üniversite öğrencileri de katıldı.

 

Panelin açılış konuşmasını yapan Dersim Baro Başkanı Barış Yıldırım, “Baro olarak avukatlık kanununu, insan haklarını savunma, hukukun üstünlüğünü savunma ve işlerlik kazandırma görevini ifa kapsamında bu etkinliği düzenliyoruz” dedi.

 

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hale ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, “İlimizde de ilan edilen olağanüstü halin çeşitli yansımaları oldu. Toplantı ve gösterilerin askıya alındığı ilimizde, askeri güvenlik bölgeleri ve geçici güvenlik bölgesi, özel güvenlik bölgesi ilan edilen alanlar var. Bu durumun bölge halkının tüm kesimlerine yansımalarının olduğu muhakkak” dedi.

 

Baro Başkanı Yıldırım, yeni anayasa tartışmaları ve Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı düşünülen baraj ve HES projelerine ilişkin de hukuksal değerlendirmelerde bulundu.

 

Yıldırım’ın açılış konuşmasının ardından konuşan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü halin kentte kendini daha fazla hissettirdiğini söyledi.

 

İNCEOĞLU, “OHAL KARARNAMELERİ YARGI DENETİMİNE TABİ DEĞİL”

 

Olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinin 1982 anayasasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, “Bu kararnameler yargı denetimine tabi değil. En büyük mağduriyetler de bundan kaynaklanıyor. Hak ve özgürlükler daha fazla sınırlandırılıyor. OHAL KHK’larıyla çok sayıda dernek, sendika, televizyon, radyo kapatılırken sivil toplum örgütlerine yönelik müdahalelerin yanı sıra çok sayıda insan işinden atıldı. Dolayısıyla bunlar daha önce alıştığımız bir tarz değil. Daha önceki OHAL KHK’larıyla farklı tedbirler alınabiliyordu. Kişilerin görevden atılması rastladığımız bir yöntem değildi. İşinden atılanların sayısının 100 bini geçtiği söyleniyor. Bu kadar yoğun işlem daha önce hiç yapılmamıştı. Artı bu kadar özel sektör de dahil olmak üzere özellikle sivil toplum örgütlerine yönelik kapatma tedbirleri de bu yoğunlukta olmamıştı. Bu KHK’ları Anayasa Mahkemesi’ne götürmek de mümkün değil diyor mahkeme. OHAL KHK’ları için yargı yolu kapalı dolayısıyla denetleyemem diyor. Bu açıdan hukuki denetim yapmak mümkün olmadı” dedi.

 

KURULMASI DÜŞÜNÜLEN KOMİSYONUN, BAŞVURULARI SONUÇLANDIRMASI MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR

 

Son çıkarılan kanun hükmünde kararname ile mağduriyet yaşayanların başvuruda bulunacakları 7 kişilik bir komisyonun kurulacağını belirten Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, “Hala kurulmadı ancak şu an OHAL KHK’larıyla mağduriyet yaşayanların başvurabileceği tek adres 7 kişiden oluşan bir komisyon olacak. Bu da ayrı bir sorun. Ağırlıklı olarak idari makamlarda çalışan kişiler tarafından atanan bir komisyon. 2 üyesi sadece yargıdan geliyor. Bunun dışında tamamen idarenin belirlediği bir komisyon. Tarafsız ya da bağımsız olduğunu söylemek çok zor. Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı tarafından 5 üyesi belirleniyor çünkü. Komisyona başvuruları değerlendirmesi için verilen süre iki yıl. Onlarca sendika, dernek, radyo, televizyon hatta hastane bile var. Bunların hepsinin başvurduğunu düşünün komisyonun önüne gelecek dosya sayısı 100 bini geçiyor. Bu dosyaların iki yıl içinde sonuçlanması mümkün değil” diye konuştu.

 

REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ

 

Bütün bu tartışmalar yaşanırken anayasa değişikliği referandumu yapılacağını belirten Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, “Olağanüstü hal koşullarında anayasayı değiştirmek dünya literatüründe kabul edilen, doğru bulunan bir yöntem değil. Bazı anayasalarda bu konuda açıkça yasak da vardır. Fransa, İspanya, Brezilya, Romanya, Belçika buralarda OHAL dönemlerinde anayasa değiştirilemez deniyor. Bu ne demektir? Anayasa değişikliği tartışma ortamının sağlanmasıyla yapılabilir ancak bu şekilde sağlıklı olur. Yeterli tartışma ortama yaratılmıyorsa anayasa değişikliğinin hele de referandum da varsa yapılacak olan referandumun özgür bir biçimde yapılması her zaman soru işaretiyle karşılanır; kuşku duyulur” şeklinde konuştu.

 

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, katılımcıların konuya ilişkin sorularını da yanıtladı.