KHK Lİ ADAYLARA MAZBATA VERİLMEMESİ KANUNİ DAYANAĞI YOKTUR.

KHK li Adaylara mazbata verilmemesi kanuni dayanağı yoktur.

YSK Kararları kanunsuz olup Eşitlik md ve birçok madde ve masumiyet karinesine aykırıdır.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçilme yeterliliğine sahip olduklarına onay vererek adaylık başvurularını kabul ettiği KHK’li adayların, seçimleri kazanmaları sonrası mazbatalarının verilmemesi yönünde aldığı kararı “kanunsuz olarak tanımlıyoruz.

Şöyle ki

"298 s. Seçimlerin Temel Hükümleri Hk. Kanun m. 130/5 kesinleşen adaylıklara hangi hallerde itiraz edilebileceğini açıkça ve sınırlı olarak saymış. YSK hukuk bir yana kanuna dahi uyma gereği duymaması ve KHK ile ihraç edilen seçilenlere ilişkin karar hem kanunsuz hem gayrı meşrudur."

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 130/5 maddesi şöyle diyor: “Ancak, adaylığın kesinleşmesinden sonra, adayın Türk olmadığına, yaşının kanunda gösterilenden küçük olduğuna, okur - yazar olmadığı veya seçilme yeterliğini kaybettiren bir mahkûmiyeti bulunduğuna ilişkin iddialar dışındaki nedenlerle adaylara itiraz olunamaz. Bu hüküm olağanüstü itirazlar için de geçerlidir.” 
Yine 6319 sayılı Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları Ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un “Adayların ilanı” ilişkin 16 Maddesi ise şöyle:  Adaylık kesinleştikten sonra, ilçe seçim kurulları, bütün adayları oy verme gününden önceki, 20 nci gün ilan eder.

 Adayların ilanından sonra, adaylıktan istifa, seçim sonuna kadar nazarı itibara alınmaz.

Ancak, bu gibiler seçilmiş bulunurlarsa, istifaları hüküm ifade eder ve yerlerine kendilerinden sonra gelenler seçilmiş sayılırlar. Ölüm halinde de aynı şekilde hareket edilir." 

Tunceli barosu olarak Y K olarak diyoruz ki

YSK seçilme yeterliliğine sahip olduklarına onay vererek adaylık başvurularını kabul ettiği KHK’li adayların, seçimleri kazanmaları sonrası mazbatalarının verilmemesi yönünde aldığı kararı “kanunsuz olarak değerlendiriyor.

Eşitlik ilkesi insan hakları bakımından temel bir ilke olup

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (1948) 1. maddede, insanların nerede eşit olduğu da açıklığa kavuşturulmuştur: Haklarda ve onurda eşitlik.

Bu durum doğuştan itibaren gelen eşitliktir.

Sadece haklara sahip olmak, onları kullanmak-yaşamak bakımından değil, insan onuruna sahip olmak bakımından da eşitlik!

Evrensel Bildiri’nin 2. maddesinde, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin (Irk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin) bildiride yer alan tüm haklara ve özgürlüklere herkesin sahip olduğu vurgulanır.

7. maddede de ayrımcılık yasağı yer alır (Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasa tarafından eşit korunmaya hakkı vardır. Herkes, bu Bildiri ’ye aykırı herhangi bir ayrımcılığa ve ayrımcı kışkırtmalara karşı eşit korunma hakkına sahiptir).

Herkes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması hakkını haizdir.,

10 madde de Herkes, haklarının, vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil bir şekilde ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.

11 madde de Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün tertibatın sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile kanunen suçlu olduğu tespit edilmedikçe masum sayılır.

Hiç kimse işlendikleri sırada milli veya milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkûm edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez.

 12 madde de Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz.  

Son zamanda alınan YSK Kararları Eşitlik md ve birçok madde ve masumiyet karinesine aykırıdır.

 TUNCELİ BAROSU YÖNETİM KURULU