BASINA VE KAMUOYUNA

Dağ keçisinin yaşamı bizim özgürlüğümüzdür.

Salgında vakalar hız kesmiyor. Tedbirler güvenlik önlemleri artı artma ya da devam ediyor Vazgeçemedikleri üretimleriyle, tedarik zincirleriyle hafta içini fabrikalara, atölyelere kapatan siyaset, akşam ve hafta sonlarında harekete geçen bir virüsle baş etmenin yolunu cezalarda bulmuş görünüyor.

Salgının İçişleri Bakanlığı genelgeleriyle yönetildiği, işsizliğin alıp başını gittiği, hiçbir anlamlı sosyal destek programının hayatlarımıza değmediği aylar boyunca yüzleşmek zorunda kaldığımız insana dair acılar her gün ağırlaşıyor.

Derin bir yoksullukla karşı karşıya kaldık tüm bu salgınla yaşadığımız günlerde, gittikçe daha derinleşen Gittikçe daha fazla insan bu eşitsizliklerden, derinleşen yoksulluktan rahatsız. Kendi hayatlarına değen yerinden de olsa, akşam iş çıkışı oturdukları kahvenin camlarını kaplayan kâğıtların, bomboş kalmış mahalle berberinin dükkânı içinde terk edilmiş saç tutamlarının önünden bir suçluluk duygusuyla, yüreği acıyarak geçiyor. Dayanışma ağları yaygınlaşıyor, güçleniyor. Kurulan, yaygınlaşan bu ağlar nasıl da kıymetli ama yeterli mi değil. Sorumluluk en çokta devlet mekanizmasının eşitsizlikleri ortadan kaldıracak politikaları talep etme ödevi de bizlerde, bu mekanizmanın yükümlülüklerinin uygulayıcılarına “güvenlik” değil “İnsanca yaşam hakkını gözetme” uygulayıcısı olmaları gerektiğini söylemeliyiz.

Geçtiğimiz temmuz ayında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Dersimde dağ keçilerinin avlanabilmesi için ihale açmıştı. Yükselen tepkiler sonrası geri adım atılmış ve 17 dağ keçisinin avlanmasıyla ilgili ihale iptal edilmişti.

Şimdi ‘Tank Palet’ üzerinden yürüyen Yerli Milli tartışmanın sağlamasını, ABD vatandaşı Bradley Garrett Van Hoose’a Dersim’de dağ keçisi vurma izni ile yapalım. “Av turizmi” kapsamında verilen izin belgesinde şahsın mesleği “iş insanı” olarak yer aldı.  Belgeye göre Van Hoose, İnsan hakları haftasında Hayvan Haklarını Hiçe sayan mantalite; 7-13 Aralık tarihleri arasında Dersim-Salördek’te avlanma izni vermiştir. Ancak Dersimin bir bütün duyarlılığı Tek kişilik Katliama karşı geri adım attırmıştır.

 Tank paleti gibi bir mevzunun yanında Dersim’in dağ keçisinin lafı mı olur, diye düşünenler çıkabilir.‘Millilik’ söylemi adı altında siyaseti baskılayarak muhalefeti kriminalize etmeyi benimseyen bir yönetsel mekanizma, Dersim’in dağındaki keçinin hayatını babasının malı gibi doları basan Amerikalıya satabiliyorsa bu az bir olay değildir. Varsın yerlilik ve millilik sizin olsun. O keçinin yaşamı bizim özgürlüğümüzdür. Diyen Dersimliler; dağlarındaki tek bir keçinin ve cümle canlının avlanmasına izin vermeyecek duyarlılığa sahip olup; doğa, çevre, tarih, inanç ve kültür gibi her alanda duyarlı olmaya devam edeceklerdir.

DERSİM BAROSU YÖNETİM KURULU